Adil ve güçlü yönetim, girişimci eğitim ve üreten sanayi bir ülkenin gelecek tasavvurunun üçlü sac ayağıdır.

Birinci aşamada; “adalet”.

Devlet, adalet değeri üzerinde yükselir.

“İl gider, töre kalır” anlayışı kadim medeniyetimizin adalet mefkûresini yansıtır.

Adalet ve emanette ehliyet değerleriyle güçlenen devlet, adil kanunlar yapmalıdır.

Devletin tüm organları ve kurumları tepeden tırnağa adaletle kaim olmalıdır.

Adalet her yapının direği, her ilişkinin direğidir.

İkinci aşamada; “eğitim”.

Toplumsal düzeni adaletle sağlayan devlet, en temel değer olarak insana yatırım yapmalıdır.

İnsana en güzel yatırım ise eğitimdir.

Ailede başlayan, okulda, üniversitelerde ve iş yaşantısında devam eden hayat boyu ve sürekli eğitim,

hayata hakim olmalıdır.

Sadece okullar değil her yer eğitim ortamı olmalıdır; öğrenme ve öğretme mekanına dönüşmelidir.

Okuma alışkanlığı, üretim, yenilikçilik, girişimcilik ile büyüyen toplumda

devlet-eğitim-sanayi arasında sıkı bir bağ kurulmalıdır.

Üçüncü aşamada; “sanayi”.

Gelişimci, yenilikçi, ihtiyaca cevap veren kanunlarla “adil ve güçlü bir yönetim” kurulmalı;

devlet “eğitimde” en güzel bilgiyi üretmeli;

tasarlanan yeni fikirler, buluşlar, “sanayide” üretilmeli ve artı bir değere, maddi ve manevi bir

kıymete dönüştürülmelidir.

“Eğitimde” yetişen üretken, girişimci, aydın genç dimağların tasarımları, “sanayiye” ilham verir;

ülkenin kalkınmasına, ilerleme ve gelişmesine katkı sağlar.

Bu minvalde eğitim ile iş dünyası, sanayici ve yatırımcı paydaş ve bileşenleri tarafından ortak

çalışmalar düzenlenerek uygulamalı eğitim programlarının ve müfredatların yenilenmesi ve

çeşitlenmesi sağlanmalıdır. Hazırlanan pilot uygulamalar geliştirilebilir ve sürdürülebilirliği

sağlayabilir.

Böylelikle eğitimde; kalite, nitelik ve değer odaklı üreticiliği ve girişimci ruhu amil kılmalıyız.

Adalet, eğitim ve sanayi olmak üzere bu üç temel direk üzerinde yükselen devlet ve millet ufku,

geleceğin dünyasında marka ve lider olacak, insanlığın umutlarını yeşertecektir.