Taziye yemekleri, zamanla bir gelenekten öte bir zorunluluğa dönüşmüş ve ne yazık ki birçok aile için ciddi bir maddi yük haline gelmiştir. Acısını yaşayamadan taziye yemekleri için organizasyon yapmak zorunda kalan aileler, borçlanmak veya bütçelerinin üzerinde harcamalar yapmak zorunda kalabiliyor. Oysa taziyenin amacı, acılı ailelerin yanında durmak, onların yükünü paylaşmak ve manevi destek olmaktır.
Sorunun Kaynağı
Birçok kişi, taziye evinde verilen yemeklerin “gösteriş” ya da bir “sorumluluk” olduğu yanılgısına kapılıyor. Bu durum, cenaze sahiplerini sosyal baskı altına alıyor. Özellikle gelir düzeyi düşük aileler, komşuların ve çevrenin eleştirisinden çekinerek, imkânlarının çok üstünde harcamalar yapıyor. Bazı durumlarda, insanlar bankadan kredi çekiyor veya borç para bulmak için çabalıyor. Taziye evine gelenlerin bir kısmı yalnızca yemek için katılım sağlarken, cenaze sahipleri hem maddi hem de manevi anlamda yıpranıyor.
Çözüm Önerisi: Belediyelerin Sorumluluk Alması
Burada en büyük çözüm, toplumsal dayanışmayı kurumsal bir yapıya dönüştürmek olabilir. Belediyeler, mahallelerde ya da cami çevrelerinde bir organizasyon düzenleyerek, cenaze sahiplerine destek olabilir. Örneğin:
Üç Gün Boyunca Öğle Yemeği: Herkes için sade bir çorba ve ekmek ikramı yapılabilir. Bu, hem masrafları minimize eder hem de ihtiyaç sahibi aileleri ekonomik zorluktan kurtarır.
Organizasyon ve İkram Kontrolü: Belediyeler, taziye evlerinde yemek düzenlemelerini üstlenerek, gereksiz israfın önüne geçebilir ve bu süreci daha düzenli hale getirebilir.
Maddi Yardım Fonu: İhtiyaç sahipleri için bir taziye yardımı fonu oluşturularak, bu süreçte ailelerin desteklenmesi sağlanabilir.
Taziye Evlerinin Manevi Havasını Korumak
Taziye evleri, yas tutan ailelerin yanında durmak ve onları manevi anlamda desteklemek için vardır. Ancak günümüzde, taziye evleri bir sosyal etkinlik alanına ya da yemek davetine dönüşmüş durumda. Yalnızca yemek yemek için gelen kişilerin varlığı, hem israfı artırıyor hem de taziye sahiplerini rahatsız ediyor. Burada toplum olarak kendimize sormamız gereken şu: Taziyeye neden gidiyoruz? Yemek için mi, yoksa acıyı paylaşmak için mi?
Bu kültürü sadeleştirmek, toplumumuzun dayanışma değerlerini güçlendirecektir. Daha az masraflı, daha samimi ve daha insani bir taziye düzeni oluşturmak için hem bireysel farkındalık hem de kurumsal adımlar gerekiyor. Öyle ki, zengin ya da fakir ayrımı olmaksızın herkesin, acısını huzur içinde yaşayabileceği bir ortam sağlamak toplumsal bir görevdir.
Sonuç olarak, taziye yemeklerinin amacı aileye yük olmak değil, onları rahatlatmak ve destek olmaktır. Belediyelerin ve toplumsal bilinçle hareket eden bireylerin bu sorumluluğu üstlenmesi, hem sosyal adaleti güçlendirecek hem de ailelerin acısını daha huzurlu bir şekilde yaşamalarına olanak tanıyacaktır.