Bölge halklarının emperyalist saldırılardan kurtuluşu yalnızca askeri ya da siyasi bir dayanışmayla değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlık ve stratejik bütünlükle mümkündür. Bu bağlamda, atılması gereken en önemli adımlardan biri; İslam ülkeleri arasında ortak para birimi, ortak ekonomi pazarı ve ortak savunma gücü kurmaktır.

Bu vizyon, sıradan bir çağrı değil; rahmetli Necmettin Erbakan’ın hayalidir. Erbakan Hoca, yıllar önce D-8 projesiyle bu kutlu yürüyüşü başlatmış, ümmetin ayağa kalkması için İslam Ortak Pazarı, İslam Ortak Dinarı ve İslam Ortak Savunma Ordusu fikrini ısrarla savunmuştur. Çünkü o çok iyi biliyordu: Birlik olmadan diriliş olmaz, ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi özgürlük kurulamaz.

Bu bağlamda, İslam Ortak Parası, Amerikan dolarının bölge üzerindeki hâkimiyetine son vermek adına atılacak en radikal ve en anlamlı adım olacaktır. ABD’nin ekonomik işgaline karşı bu ekonomik birliğin tesisi, halkların kendi geleceğini tayin etme iradesidir.

Aynı şekilde, Kürecik Radar Üssü ve İncirlik Hava Üssü derhal kapatılmalıdır. Bu üsler, sadece Türkiye’ye değil, İslam dünyasına karşı yürütülen saldırıların merkezidir. Bu üslerin kapatılması, hem egemenliğimizin hem de bölgesel adaletin temel şartıdır.

Unutulmamalıdır ki: İran Düşerse, Sırada Türkiye Vardır

Bugün hedefte İran varsa, yarın hedefte Türkiye vardır. Parçalanmış bir İran, Türkiye’nin güney sınırını tamamen ateş çemberine çevirecek, içerideki ayrılıkçı yapılara zemin hazırlayacaktır. Bu zincirleme saldırılar karşısında sessiz kalmak, teslimiyet anlamına gelir.

Erbakan’ın rüyası olan İslam birliği, artık sadece bir ideal değil; hayatta kalmanın, özgür kalmanın ve yeniden ayağa kalkmanın zorunluluğudur.

Son Söz: Ya Diriliş Ya Esaret

Bugün bize düşen; ümmetin öncülerinin bıraktığı mirasa sahip çıkmak ve bu hayali hayata geçirmektir:

Ortak ekonomi pazarıyla sömürü düzenine son vermek,
Ortak para birimiyle doların esaretini kırmak,
Ortak savunma gücüyle siyonist saldırganlığa dur demek,
Ve emperyalist üsleri kapatarak bağımsızlığı fiilen ilan etmektir.

İsrail’in İran’a saldırısı sadece bir savaşa değil, çok daha büyük bir uyanışa zemin hazırlamalıdır.

Bu uyanışın öncüsü Türkiye, sancaktarı ise Erbakan’ın izinden giden milletin ta kendisi olmalıdır.