Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.

Ülkenin ve milletin makus talihini değiştirecek, yeni umut ve beklentilere cevap verecek bir seçim maratonuna girmiş bulunuyoruz. Tabi ki herkes bir şeyler söylüyor, çizip, karalıyor fakat içinden geçen beklenti ve temennileri hayatın ve yaşamın gerçeklerine paralel bir niyetle açığa çıkartmıyor. Tarafgirlik gerçek niyet ve doğruların söylenmesi hakikatini bir nevi bastırıyor. Gerçek niyetler, yaşamın ve hayatın realitesiyle çakışmadığı için, ülkenin ve milletin bekası geleceğe dair iyi bir gidişat maalesef vaad etmiyor. Sahte niyet ve tarafgirlikler bilakis ülkenin ve milletin geleceğinden çalan, menfaate taraf bir kulvar da geleceği heba etmeyi kendilerine beis görenlerdir. Gerçekten objektif bir bakış ve değerlendirme muhakemesi yok denecek kadar bir safa geldik. Ülkenin ve milletin makus talihini değiştirecek bir seçimde objektif bir gözlem, menfaat ve birilerinin arka bahçesi olmadan, gelecek ve yarınlara umut ve derman olabilecek gerçek niyet ve vatansever vasıflara haiz olan bir seçilen bir tebayı desteklemek hepimizin arzusu olmalıdır. Bu ülke hepimizin seçim sürecinin süslü püslü vaadlerine çabucak kanmamak, sık eleyip ince dokumak gerekmektedir. Artı ve eksilerimizi iyi bilmemiz lazım. Bir futbol takımı tutar gibi bir anlayışla ülke ve milletin geleceğini tehlikeye atamayız. Sağduyulu ve mantıklı bir karar verme hepimizin gerçek terazisi olmalıdır. Bugün herkes elini vicdanına koyduğu zaman doğru ve yanlışı, iyi bir yönetime talip olan bir siyasi iradeyi aşağı yukarı tahmin edebilir. Bu tahminlerde tarafgirlik algısına kapılmadan hak için, adalet için, gelecek için, hangi adımlar atılması gerekirse, o takvime göre bir seçimde bulunması gerekir. Aksi takdirde tarafı, menfaati, ülkeye ve vatana tercih ettiğinizde kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz. Bu Türkiye bizim, bütün siyasi partiler bizim, bu millet bizim, fakat doğrudan, haktan, adaletten olmak hepimizin birincil arzusu olmalıdır. Ülke kazandığı zaman, millet kazandığı zaman, hak ve adalet kazandığı zaman hepimiz kazanmış oluruz. Zaten yönetmek en iyisini devlet ve millette buluşturmak değil midir? Eğer en iyisini millet ve devletle buluşturacak samimi, tutarlı, kararlı, vatan sevdasını her şeyin üstünde gören bir siyasi iradeyi, gerçek bir niyetle buluşturacak bir iradeye akıl ve mantık kurallarını göz ardı etmeden, kalbimizle de onayladığınız zaman, yanlış bir tercihin çıkmasına ihtimal olmaz. Vatanını, milletini, devletini, bayrağını seven her bir seçmenin gerçek tarafgirliği hür ve tarafsız vicdanın sesi olmalıdır. Vicdanınızı menfaate, yanlışa, adaletsizliğe değiştirmediğimiz müddetçe bütün seçimler bizim için bir ödüldür.