1xbetm.info hipas.info wiibet.com mariobet giriş restbetcdn.com
Bugun...


Mirza Kayğaş / Siirt Anadolu Güvenlik Korucuları ve Gazi, Şehit Aileleri Fed. Şirvan İlçe Temsilcisi

facebook-paylas
TSK VE EMNİYET’TEN SONRA ÜLKENİN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SİLAHLI GÜCÜ GÜVENLİK KORUCULARI
Tarih: 27-12-2021 21:55:00 Güncelleme: 27-12-2021 21:55:00


Kıymetli Okuyucularım, Asil Devlet Yöneticilerimiz;

Size Doğu ve Güneydoğu Bölgesinin sessiz ve kimsesiz kalan kahramanlarından yani Güvenlik Koruculardan bir nebzede olsa bahsetmek isterim. 

Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Antalya'da, Bursa'da vatansever olmak buralardan vatansever olmak farklıdır. Buralarda Vatansever olmak, Kadir Gece'sinde yapılan ibadet ile normal günlerde yapılan ibadetler ne kadar farklıysa burayla orası o kadar farklıdır. 

Bu farka rağmen gerek sevgiyi, saygıyı ve devlet desteğini yeterince görmeyen bu asil vatan evlatlarına devletin, yanında olduklarını, gereken desteği vereceğini herkese göstermesi hayati önem taşımaktadır. 

Korucu derken ne kadarlık bir kitleden bahsediyoruz?

Görevleri başında olan, emekliye ayrılmış kişilerle birlikte Güvenlik korucuları ile Gönüllü Korucuları yaklaşık 100 bin kişilik ülkemizin Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatından sonra üçüncü büyük silahlı gücü olarak aileleri ile beraber yaklaşık 1.8 milyonu aşan nüfusa sahipler.

Korucularımız, kendi köylerini korumanın, kollamanın yanında bölgede halkın can mal ve namusunu koruyarak, görev yaptıkları yerlerde ezanımızın dinmemesi, Bayrağımızın dalgalanması, köylerdeki kamu araç ve gereçlerinin korunması, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın okuması için okulların açık tutulması, halkımızın sağlığı için sağlık ocaklarının açık tutulması için üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yapmışlardır. 

Ayrıca bu görevlerinin yanı sıra kendi köylerinden çok uzaklarda kara yolu ve demir yolu ağlarının korunması görevlerini de başarıyla yapmışlardır. Üstelik bu görevleri yaparlarken de yüzlerce kilometre uzaklıktaki görev yerlerine kendi imkânlarıyla gidip gelmişlerdir. Görev yaptıkları yerlerde yol masrafları ve iaşe bedellerini kendileri karşılamışlardır. Korucularımız il ve ilçe merkezlerinde asker ve polisin yetersiz kaldığı durumlarda Kaymakamlık, İlçe Jandarma ve İlçe Emniyet Müdürlüklerinin yanında diğer kamu kurum ve kuruluşlarının binalarını da korumuşlardır. Bu görevler halen devam etmektedir. 

 

KORUCULARA DEVLET ELİYLE HAKSIZLIK YAPILIYOR…

Bütün görev şartlarına rağmen korucularımızın sosyal güvenceden (Özlük Haklarından) yoksun çalıştırılmaları asla Sosyal Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Çünkü devletimizin, silahlı hassas bir işte çalışan ve her an ölümle burun buruna olan güvenlik korucuları 1924 yılında çıkarılmış, güncelliğini kaybetmiş 442 Sayılı Köy Kanununa göre özlük haklarından yoksun çalıştırılmalarını doğru bulmuyoruz. 

Korucular ne kadar maaş alıyor? Diğer güvenlik birimleri ile karşılaştırınca nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?

Korucularımızla aynı şartlarda görev yapan asker ve polisimizin maaşları ile korucularımıza verilen maaşlar kıyaslanmayacak derecededir. Ortalama nüfus sayıları 7 ile 8 olan korucularımızın Asgari Ücret ile geçinmeleri, çocuklarını okutmaları asla söz konusu değildir.

Terörün varlık sebebini hepimizin başta eğitimsizlik ve işsizlik olarak nitelendirdiğimiz bir ortamda korucularımızın maddi sıkıntılardan dolayı çocuklarını okutmamaları Sosyal Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Koruculara yapılan bu haksızlığın Devlet eliyle yapılması da başka bir çelişkidir.

Görev yerleri değişti en başta ve askeri alanlarda nöbet tutmaya başladılar. Bir şey olsa köylerini dahi koruyamıyorlar.

Yaptıkları iş, yoğun mesai ve tehlikeli görevlerde bulunmalarına rağmen iyi bir maaş ve ek ödeme ya da ikramiye gibi ödeme desteği verilmiyor.

Emekli maaşları yaptıkları göreve binaen çok azdır.

Son yıllarda gerek genç olanlar gerekse üniversite mezunu güvenlik korucuları çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarda görev aldıkları halde normal memurlar gibi maaş ve haklara sahip değiller.

Korucular nasıl bir boşluğu dolduruyor?

Koruculuğun Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri için sigorta görevini gördüğünü, Devlet ile Halk arasında gönül köprüsü olduğunu söylemek yerinde ve doğru bir ifade olur.

Çünkü korucuların köylerde olmadığı terör örgütü tarafından öğretmenler katledilmiş, okullar yakılmış çocuklar okula gidemeyerek kaderlerine terk edilmiş ve terörün pençesine ve tuzağına düşürülmüşlerdir. 

Aynı şekilde doktorlar katledilmiş sağlık ocakları yakılmış halkımızın en doğal hakkı olan sağlık hakları elinden alınmıştır. Kamu araçlarını yakıp yıkarak halkımıza hizmetin gitmesini engellemişlerdir. Ayrıca seçim zamanlarında halkımızı korkutarak, sindirerek iradelerinin dışında oy kullandırtmışlardır. 

Ama koruculuk sisteminin olduğu köylerde okullar kapatılmamış, sağlık ocakları kapatılmamış, köylerimize gelen kamu hizmetleri engellenmemiş, halkımız seçim zamanlarında özgür iradelerini kullanarak istediği siyasi partiye oy vermiştir. 

Bugün bölgede mensubu bulunduğunuz siyasi partinin, Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden siyasi partiye karşı üstünlük sağlamasında en önemli rol Güvenlik Korucularımıza aittir. Bu durum asla görmemezlikten gelinecek basite alınacak bir durum değildir. 

Eğer korucularımız bu dik duruşu sergilememiş olsaydı bugün Allah korusun bölgede durum tersine dönüşürdü. Birlik ve bütünlüğümüzü bozacak faaliyetlerde bulunmak isteyen bozgunculara karşı korucularımızın silahlı mücadelelerinin yanında sivil toplum örgütü olarak etkin bir fikir mücadelesinde bulunuyorlar.

Bütün bu gerçekler ortada iken Korucularımızın hala 1924 yılında çıkarılmış, güncelliğini kaybetmiş ve kimsenin bu güne kadar dokunmaya cesaret bile edemediği yanlışlar muamması olan 442 Sayılı Köy Kanununa göre özlük haklarından yoksun çalıştırılmalarını değerli devlet büyüklerimizin takdirine sunuyoruz. Bu zor görev şartlarında bu maaşla çalıştırılmalarının Anayasanın Eşitlik ilkesiyle ve Anayasamızın Sosyal Devlet İlkesiyle bağdaşmadığını düşünüyoruz.

Güvenlik Korucularımızın Hükümetten en büyük beklentileri 1924 yılında çıkarılan ve bugüne kadar hiç dokunulmayan 442 Sayılı Köy Kanununu değiştirerek sadece kendilerine ait bir " KORUCU KANUNU" çıkmasını istiyorlar. Bu Kanun değişikliği ile birlikte korucularımıza yapılan bu haksızlıkları ortadan kalkacağına olan inancımız tamdır. 

Tüm Güvenlik Korucularına en azında aynı işi yaptıkları asker, polis, bekçi ve sözleşmeli askerlere eşdeğer haklara sahip olmaları anaların ak sütü gibi helal haklardır. 

Bunlar Güvenlik Korucularımızın belli başlı hak ve talepleridir. Güvenlik korucularının tüm özlük hakları verilmelidir ve sistem derhal bugünkü koşullar, şartlar göz önünde bulundurularak rehabilite edilmelidir. Ve yüce devletimizin bu isteklerine, sessiz kahramanlara ses olacağına olan inancımız tamdır. 

Yüce Devletimizden ve Asil Devlet yöneticilerimizden beklentimiz yüksektir.

Umarız güvenlik korucuları da hak ettikleri yasal düzenlemeyle verilecek tüm özlük haklarına bir an önce kavuşurlar.

Ve son olarak da yüksek bir sesle her Türk Asker olarak doğar cümlesinin yanında her Vatansever Kürt hem Asker hem Güvenlik Korucusu doğar diyoruz. 

Yaşasın Devletimiz, var olsun Güvenlik Korucularımız.

 

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Bu düşüncelerle en kalbî duygularımla muhabetle saygılarımı, sevgilerimi ve selamlarımı sunuyorum. 

Mirza KAYĞAŞ

 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI