Ramazan ayının bereket getiren, huzur veren iklimine girdik. Zaman hızla akıp gidiyor. Depremin acıları henüz çok taze ve bölgede büyük bir mücadele veriliyor. Kurulacak yeni şehirler için binaların temelleri atılmaya başlandı.

Bir yandan çadır kentlerden konteyner kentlere geçilirken diğer yandan yetkililer, temeli atılan kalıcı konutlarla umudu diri tutmaya çalışıyor. Barınma, beslenme, hijyen gibi en temel ihtiyaçların yanında, bir nebze olsun normale dönüşün işareti, eğitimin peyderpey başlaması olacak.

Uzaktan eğitim, hibrit eğitim derken çadırda eğitim de gündemimize girdi. İyi de oldu, deprem bölgesindeki her eğitim faaliyeti aynı zamanda moral ve motivasyon kaynağı olacak. Bir çok şehrimizden bölgeye giden ekiplerin güzel çalışmalarına şahit oluyoruz.

Önümüz bahar ve Ramazan Bayramı geliyor. Ramazan ve bayramla bölgeye olan duyarlılık artacak ve ülke olarak bu derin yarayı saracağız.

Asrın felaketinin ilk günü bile harareti düşmeyen siyasi tartışmalar, 14 Mayıs yaklaşırken gündemin ilk sırasındaki yerini koruyacak. Bütün bu hengâme içerisinde ülkemizin geleceğine şekil verecek, iz bırakacak ve yıllarca konuşulacak çok önemli adımlar da ardı ardına geliyor.

Bir yandan ileri teknoloji hamleleri, bir yandan çalışma hayatına dair önemli adımlar diğer yandan da ekonomik sıkıntılara bir nebze olsun

nefes aldıracak önlemler ardı ardına geliyor.

Seçim kaygısıyla yapılıyor denemeyecek kadar ön hazırlık gerektiren gelişmeler bunlar. TOOG, EYT, savunma sanayinde ki gelişmeler, seçim öncesi bir anda yapılacak icraatlar olmasa gerek.

Yapılan güzel işlerin finalinin seçim öncesine ayarlanması, yıllar öncesinden 2023 hedefi koyan ve o uğurda çalışan bir kadronun hakkettiği bir uygulamadır diye düşünüyorum. Eleştirenler de aynı şekilde yapabilir, yeter ki milletin yararına bir proje geliştirsinler, ortaya bir ürün koysunlar.

Her alanda memnuniyet üretecek adımların atılması, birikmiş problemlerin çözümü ve taleplerin karşılanması seçim öncesi de olsa anlamlıdır ve önemlidir. Eğitim alanında da benzer adımların atılabileceği, memnuniyet üretecek uygulamalar yapılabilir, yapılmalıdır.

Uzun süre gündemi meşgul eden ve gerçekten de bir an önce düzeltilmesi gereken ücret sistemi artık insanların sabrını zorluyor. Bu zor ekonomik şartlarda bir de eşyanın tabiatına aykırı ücret sistemi ile seçime gitmemeliyiz.

İlçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürleri, ülkenin içinden geçtiği zor günlerde biraz da çekinerek sıkıntılarını gündeme getiriyor bir nevi seslerini yükseltiyorlar, çok da haklılar bence.

Küçük bir adımla kocaman bir memnuniyet üretmek mümkün aslında. Alan değişikliği isteyen öğretmen arkadaşlarımıza da kulak verilmeli ve takvim yayınlanmalıdır. Hakeza görevde yükselme sınavları, yönetici atama yönetmeliği değişikliği, 3600 ek göstergeye dahil edilmeyi bekleyen şefler ve birinci dereceye düşenler, üniversitede kadro, görevde yükselme ve yer değiştirme sistemi bekleyen çalışanlarımız…

Mevcut şartlarda atılacak bu küçük adımların, ülkemizin geleceğine etki edecek adımlar olabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bazen bir eksik veya bir fazla çok şey ifade eder, eğitimcilerin tercihi önemlidir, unutulmasın.